İklim Kriziyle Başa Çıkabilmek: Karbon Ayak İzimizi Nasıl Azaltabiliriz?
İklim değişikliği; kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların yakılması sonucunda atmosfere salınan zararlı gazların artması ile birlikte küresel sıcaklık artışının giderek hızlanmasıyla ortaya çıkan bir sorun. Gezegenin varlığını, insan sağlığını, ekosistemi ve küresel ekonomiyi yakından ilgilendiren bu konuyla başa çıkabilmek için ise atılması gereken pek çok farklı adım bulunuyor.
Karbon ayak izini azaltma çabası da atılacak adımlar arasında yer alıyor. İklim krizinin yıkıcı etkisini azaltabilmek adına çevresel etkilerini ve azaltma konusunda yapılacakları öğrenmek ise hayli önem taşıyor.
Şimdi, ilk olarak karbon ayak izin kavramına göz atalım. Ardından karbon ayak izini azaltmak için yapılabileceklere değinelim.
Karbon Ayak İzi Nedir?
Karbon ayak izi, insan faaliyetlerinin doğrudan ve dolaylı sonucu olarak atmosfere salınan sera gazlarının karbondioksit eşdeğeri olarak miktarıdır. Enerji tüketiminin yüksek olduğu endüstriyel faaliyetlerin yanı sıra günlük kişisel tercihler de karbon ayak izini artırabiliyor.
Doğal kaynakların üretilmesi için dünya üzerindeki üretken alanların sayısı biyolojik kapasite olarak adlandırılıyor. Karbon ayak izi hesabı, bu üretim için daha ne kadarlık biyokapasiteye ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Ayrıca karbon ayak izini ölçerek çevreye verilen zarar hesaplandığı için bu ölçümü gerçekleştirmek önem taşıyor. Ölçüm ise farklı faaliyetlerin sonucunda belirlenerek birincil karbon ayak izi ve ikincil karbon ayak izi olarak hesaplanıyor.
Birincil karbon ayak izi, günlük ulaşım ve tüketim gibi insanın ihtiyaçlarını gidermesi için gerçekleştirdiği faaliyetler sonucu hesaplanan değeri ifade ediyor. İkinci karbon ayak izinde ise dolaylı olarak tüm yaşam döngüsü boyunca doğaya verilen zarar ölçülebiliyor.
Karbon ayak izini azaltma konusuna geçmeden önce bu ayak izinin çevreye olan etkilerine göz atalım.
Karbon Ayak İzinin Çevresel Etkileri Nelerdir?
Isıyı emen ve yayan karbondioksit, uzun ömürlü sera gazlarının en önemlisi. İnsanlar da faaliyetlerinden dolayı atmosfere daha fazla karbondioksit ekleyerek doğal sera etkisini artırıyor ve küresel sıcaklığın artmasına neden oluyor. Karbondioksit miktarı çoğunlukla insanların enerji için yaktığı fosil yakıtlar nedeniyle artıyor.
Kurumsal olarak şirketlerin sera gazı emisyon miktarını azaltabilmeleri için ISO 14067 Ürün Karbon Ayak İzi Standardı çerçevesinde hareket etmeleri gerekiyor. Şirketlerin, fosil enerjiye yatırım yaparak enerji verimliliği ve tasarruf gibi konulara odaklanmak yerine günlük çözümler kullanması da dolaylı olarak iklim krizinin artmasına sebep oluyor.
Sadece sanayi üretimi değil, bireysel olarak alınan kararlar da karbon salımını etkiliyor. Enerji kaynaklarını gereksiz yere kullanmak, benzin ve dizel araçla ulaşım, karbon ayak izinin artmasına sebep oluyor. Bu durum da kısa vadede çevre kirliliğine, uzun vadede ise ekolojik dengenin bozulmasına ve iklim krizine yol açıyor.
İklim krizine yol açan karbon salımı ile okyanus asitlenmesi, deniz seviyesinin yükselmesi, yoğun fırtınalar, gıda kıtlığı ve küresel ısınma gibi kümülatif etkiler ortaya çıkıyor. Dolayısıyla ekonomik eşitsizliğin daha fazla hissedilmesine, barınma ve gıdaya erişim güçlüğüne, kısacası insanlığın varlığının tehlikeye girmesine sebep oluyor.
Bu noktada karbon ayak izini azaltmak için çeşitli alışkanlıklar geliştirmek gerekiyor.
Karbon Ayak İzimizi Nasıl Azaltabiliriz?
The Emissions Gap Report 2022, küresel felaketten kaçınmak için dünyanın karbon emisyonunu %45 oranında azaltması gerektiğini ortaya koyuyor.
Bireyler, kurumlar ve ülkelerin iklim değişikliğini kontrol altına alabilmesi için karbon ayak izi ölçümü önemli. Karbon ayak izinin hesaplanmasıyla hedef belirlemek ve buna göre çalışmalar yapmak gerekiyor.
Bireysel olarak karbon ayak izimizi aşağıdaki adımları uygulayarak azaltmaya başlayabiliriz:
- Fosil yakıt kullanan araçlar yerine bisiklet ya da elektrikli araç tercih etmek
- Yürüyerek gidilebilecek mesafeleri yürümek
- Ambalajsız tüketilebilecek ürünleri ambalaj kullanmadan tüketmek
- İthal gıdalar yerine yerli ürünleri tercih etmek
- Geri dönüşüm uygulamalarını ve atık azaltmayı seçmek
- Yenilenebilir enerji kullanmak (güneş panelleri vb.)
- Yalıtım yapmak, arızalı muslukları tamir etmek
- LED ampul kullanmak
- Plastik kullanımını azaltmak
- Kullan-at ürünleri kullanmamak
- Yeşil alanları korumak
- Çevreyi temiz tutmak
- İklim değişikliği konusunda bilinçlenmek
Paris İklim Anlaşması’nın karbon nötr hedefine ulaşmak için iklim değişikliği eyleminin ölçeğinin büyümesi gerekse de anlaşmanın yürürlüğe girmesinden bu yana geçen yıllar, düşük karbonlu çözümleri ortaya çıkardı. Giderek daha fazla ülke, bölge, şehir ve şirket, karbon nötr hedefleri oluşturup uygulamaya koyuyor.
Kurumsal olarak karbon ayak izimizi aşağıdaki adımları uygulayarak azaltmaya başlayabiliriz:
- Enerji verimliliğini benimsemek ve buna uygun çalışmalar yapmak
- Atık azaltımı ve atık yönetimi yapmak
- Çalışanları bilinçlendirmek
Biz de Arçelik olarak kurumsal bakış açımızla iklim krizi ile mücadele stratejimiz doğrultusunda sera gazı emisyonunu azaltma hedeflerimizi belirledik. Hayata geçirdiğimiz sürdürülebilirlik faaliyetlerinin yanı sıra tüm paydaşlarımızın bu konudaki farkındalığını artırmayı da hedefliyoruz. Detaylı bilgi almak için 2022 yılı sürdürülebilirlik raporumuzun 2030 hedeflerine göz atabilirsiniz.
Bu kapsamda yaptığımız bazı faaliyetler aşağıdaki gibidir:
- Türkiye’deki faaliyetlerimizden kaynaklanan sera gazı salımını 2010 tarihinden itibaren ISO 14064 Standardına göre hesaplayıp doğrulatıyoruz.
- Geri dönüştürülmüş PET şişe kullanarak çamaşır makinesi ve yıkayıcı-kurutucu kazan üretiyoruz. Bu sayede birincil hammadde yerine geri dönüştürülmüş hammadde kullanarak ürünlerimizin hammadde malzemelerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltıyoruz.
- Türkiye’de üretilen Küçük Ev Aletleri ve TV ürünlerimizin kutularında %100 geri dönüştürülmüş ve geri dönüştürülebilir karton ambalaj kullanıyoruz.
- Atık Elektrikli ve Elektronik Eşya (AEEE) Geri Dönüşüm Tesislerimizde büyük beyaz eşyalar ve küçük ev aletlerini geri dönüştürerek ürünlerin yaşam döngüsü boyunca çevresel etkilerini en aza indiriyoruz.
Bunların yanı sıra 2050 yılına kadar tüm değer zincirinde net sıfır emisyona ulaşmayı taahhüt ediyoruz. Detaylı bilgi için İklim Değişikliğiyle Mücadele sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.